11 Eylül 2008 Perşembe

SİNA ÇÖLÜNDEKİ SIR



Dünyanın iki cihangire yetecek kadar geniş olmadığını düşünen Koca Yavuz Mercidabık’tan sonra mısıra yönelmişti.Fakat Yavuz’un önünde aşılması çok zor olan engeller vardı.Tarihte bir çok orduya mezar olmuş olan sina çölü yılanlar,çiyanlar ve akreplerle doluydu .Ayrıca bu çöl gündüzün dayanılması çok zor olacak durumunda kavurucu sıcak, gecede o derece sovuktu .



Fakat yavuz kararlıydı.Askerlerine emir vererek ordusunun önüne salmıştı kendini.


Uçsuz bucaksız çölde ordu zor şartalara ilerlemesine devam ederken Yavuz Sultan Selim Han bir ara atından aşağı inip yaya olarak o zahmetli çölde yürümeye başladı.Yavuzun attan inmesi ile birlikte başta Vezir-i Azam Sinan paşa ve bütün mülki erkan attan inerler....daha sonra peyder pey bütün ordu attan iner.Koca Osmanlı ordusu sina çölünde yaya olarak hareket etmektedir.Kimse cesaret edip, “ padişahım ! kızgın çöl ortasında bu harekette ne oluyor diye ?” soramamaktadır.



Sonunda Hasan Can’a müracat ederler.Oda olup bitenin farkında değildir.Hasan can yavaş yavaş Yavuz’a yaklaşır ve:


- “Hayırdır inşallah Hünkar’ım bütün ordu meraktadır.Devletli sultanımız acep niçin yaya yürürler ?


diyerek telaş ederler. “ dedi.Hakan-ı Azam, Hasan Can’a şöyle fısıldadı:


Server-i Kainat Hz.Muhammed Mustafa ( Sallallahü aleyvesellem ) efendimiz önümüzde yaya yürürken biz nasıl atın üzerinde olabiliriz Hasan Can ! diye buyurdu.



Ve nihayet İlahi yardım yetişir.Osmanlı ordusuna .Sina çölüne yağmur yağmaya başlar.Ordu rahatlar.


Sina çölü tarihte ilk defa 13 günde geçilir.yol gösteren O.Sinaya teşrif eden yine O.


Kaynak : Osmanlı'da Peygamber Sevgisi

Yazar : Ziya Demirel –Avni Arslan

Hiç yorum yok: